TÜRK HAVA SAHASININ KADIN KONTROLÖRLERİ - 1

1 milyon kilometre kare Türk Hava Sahası'nda görev yapan sektörün kadın profesyonelleriyle görüştük.

Hava Trafik Kontrolörlüğü, dünyanın en riskli görevlerinden birisi olup uluslararası bilinen meslek gruplarındandır.
 
Bu makaleyi bir havacı gözüyle  ve  mesleğin içinden  gelen biri olarak kaleme almanın makaleye daha çok anlam kazandıracağı düşüncesi içerisindeyim.
 
1 dakikada 100 kelime kullanabilmek, verilen talimatların tekrarlarının doğruluğunun dinlenmesi çok da kolay olmasa gerek.
 
Bu konuda hizmet veren  uzmanlaşmış ve profesyonel kişiler sıkı bir eğitimden başarılı bir şekilde  çıktıktan  sonra ilgili  meydanlara gitmektedirler. Ancak eğitim  yine bitmiş değildir.  Aslına bakarsanız eğitim,  meydanda işte o zaman yeni başlamıştır.
 
Meydanla ilgili hava trafik bilgileri,  gelişen havacılık bilgileri kurumun eğitmenleri tarafından başarılı olan bu  kişilere anlatılır/öğretilir.  Bu profesyoneller,  bu iş bilinci ile görev başı yaparak çalışma yaşamlarına başlamış olurlar.
 
Gökyüzünün karardığı saatlerde, kötü hava şartlarında, fırtınalı günlerde ve olumsuz her  vakada  hizmetler;  seslerin hiç titremeden, karşı tarafa kurallar nezdinde, güvenle ve kusursuz verilmesi  ile kesintisiz devam eder.
 
Türk Hava Sahası yaklaşık 1 milyon km2, Ercan Tavsiyeli Hava sahası ise  55bin km2 dir.
 
Bu hava sahasında verilen hizmeti; Türkiye Hava Sahası’nda Hizmet veren 4 kadın ve Ercan Tavsiyeli Hava Sahası’nda hizmet veren 4 kadınla mercek altına alındı.  
Yapılan bu röportajlarla hem mesleğin vurgusu yapıldı,  hem  de kadın kontrolörlerin mesleki zorlukları anlatıldı ve onların neler hissettikleri kendi ifadeleriyle anlatıldı..
 
Türk Hava Sahasında görev yapan 1566 kontrolörün  589’u kadın  (%37.6),  Ercan Hava Sahası’nda görev yapan 42 kontrolörün  17’si (%40) kadındır.
 
 
Orkide TALAY

Orkide Talay, 29 yıldır Ercan Hava Trafik Kontrol Yönetim Merkezi’nde çalışmaktadır.  Orkide Talay, Saha Kontrol Ünitesi’nde halen görev yapmaktadır.


İzzet DERKAN: Neden  bu mesleği seçtiniz?
 
Orkide TALAY: Doğrusu bu mesleğe müracaat ederken tam olarak ne yapacağımı bilmiyordum. Komşumuz olan bir ablam münhali getirdi. O zamanlar ancak birisi size bilgi verirse öğrenebiliyordunuz. Ne internet, ne sosyal  medya, ne de cep telefonu vardı. Münhal  ismi  zaten Hava Trafik Kontrolörü olarak değil, Danışma Enformasyon memuru olaraktı.
 
O zamanlar daha Ercan’da radar  dahi yoktu. İşe küçük bir odada başlamıştık. Tahtanın  üstünde,strip holderleri , tabi o gün bunların isimlerini dahi  bilmiyorduk. İngilizce konuşmalar , tabii  ki  başta hiçbir şey anlamıyorduk, pilotlarla konuşmaları…..
 
Kısacası  her şey Manuel’di. Şimdiki gibi gelişmiş radar sistemleri yoktu. Doğal olarak moraller bozuluyordu. Zamanla kulak doygunluğu  ile herşeyi anlamaya başladık. 1992 yılı itibarıyle  radar kuruldu  ve  en azından uçakları  görmeye başladık. O sıralar  ben asistan olarak çalışıyordum.
 
1994 Aralık-1995 Haziran dönemi ise Ankara’da Temel Hava Trafik Kontrol Kursu’na katıldım ve o zamandan beri de Ercan Hava Trafik Yönetim Merkezi’nde Hava Trafik Kontrolörü olarak çalışmaktayım.
 
İzzet DERKAN: KKTC’de hava trafik kontrolörü olabilmek için gereklilikler nelerdir?
 
Orkide TALAY: Başta devlette var olan yeterlilik sınavında başarılı olmanız gerekmektedir. Bunun yanında Kamu Hizmeti Komisyonu’nun kabul ettiği uluslararası  bir İngilizce yeterliliğine sahip olmanız gerekiyor. Hava Trafik Kontrol,  Liman Hizmetleri sınıfında yer almaktadır.
 
Şu anki  mevcut yasa ile Hava Trafik Kontrolörlüğü 4 dereceden oluşmaktadır. Başta bu bölümle ilgili münhal sınavı Kamu Hizmeti Komisyonu  tarafından IV. Derece Kontrolör Yardımcılığı olarak açılmaktadır. Tabi bu münhale baş vurmak için yukarıda belirtildiği gibi Kamu Hizmeti Komisyonu’nun kabul ettiği İngilizce belgesine sahip olmanız ve devletin  yeterlilik sınavını da geçmeniz gerekmektedir. Bunun yanında ise tabi yüz kızartıcı bir suç işlememeniz, sicilinizin temiz olması ve kamu haklarından yasaklanmamış olmanız gerekmektedir. KKTC Vatandaşı olmak ise esas araran şartlardandır.
 
Sınavda başarılı olmanız sonrasında geçirilen aday süresi sonrası devlet kadrosunda kadrolu memur olarak göreve başlamış olursunuz. DHMİ’in  açmış olduğu Temel Hava Trafik Kursu’nda eğitim,  katılım sayısına bağlı olarak yaklaşık bir yıldır. Geçme puanın 70 olması başta zaten adaylar üzerinde psikolojik bir etki yaratmaktadır.
 
İşin zorluğu burada kendini yavaş yavaş göstermektedir. Kurs başlangıcında önce teorik dersler alınmaktadır. Başarı notu yine burada da 70 tir. Teori dersleri sonrası ise başarılı olanlar  Kule/Yaklaşma ve Saha Kontrol için pratik sınavlara dahil olmaktadır.
 
Kurs sonrası mezun olan  adaylar meydanlara giderek eğitimlerine yine orada devam etmektedirler. Yani meslekte sürekli bir eğitim var.
 
İzzet DERKAN: Kadın olarak bu görevde var olmak nasıl  bir duygudur?
 
Orkide TALAY: Kadın olarak bu mesleğin en zor yanı çocuk sahibi olduktan  sonra başlamaktadır… Bekar  iken bu mesleği yapmak çok daha kolay, tabii  ki vardiya çalışma özünde herkes için zordur. Düzensiz  çalışma saatleri, hafta sonu, bayram, tatil ve en önemlisi gece çalışmak bu riskli görevde çok da kolay değildir. Evlenip çoluk çocuğa karışınca işler daha da  değişiyor.
 
Zorluklar o zaman başlıyor, ha çocuk hastalanıyor, anne olarak yanında bulunmak durumundasınız. Bakıcı sorunları, aklınız hep evde çocuklarda oluyor, çocuklar okula başlayınca ayni  sorunlar devam ediyor. Hafta sonları aileniz evde, siz çalışmak  zorunda  kalıyorsunuz. Bir çok planlamayı ve işleri,  vardiya çalışmanızdan  dolayı yapmanız mümkün olmuyor.
 
Her şeye rağmen ben, bu zor ve ayrıcaklı görevi severek yapmaktayım.
 
İzzet DERKAN: Meslek hakkında ne düşünüyorsunuz?
 
Orkide TALAY: Bu meslekte var olmak en başta gururdur. Hava Trafik Kontrolörlüğü mesleği dünyada sayılı önemli meslek gruplarındandır. Bu güzel ve riskli mesleği severek yapmam  hata payını  azaltmaktadır. Bu güne kadar işime severek geldim ve inşallah emekli olana kadar da sorunsuz bir şekilde işimi icra edeceğim. Bu görevde soğuk kanlılık, dikkat, verilen  talimatların doğruluğunun dinlenmesi esastır.
 

Gülsefa YAŞAR

Gülsefa Yaşar, 20  yıllık hava trafik kontrolörüdür  ve İstanbul Yaklaşma Kontrol Ünitesi’nde uzun yıllar görev yapmıştır.
Gülsefa Yaşar şu an İstanbul Hava Trafik Kontrol Merkezi’nde eğitmenlik yapmaktadır.


 
İzzet DERKAN: Neden bu mesleği seçtiniz?
 
Gülsefa YAŞAR: Üniversiteyi bitirdikten sonra Master yapmak için gittiğim İngiltere’ de bu mesleği şans eseri tanıdım ve çok heyecan verici buldum.
 
Sıra dışı, geliştirici ve iş tatmini yüksek, uluslararası kurallara dayalı olması beni etkiledi.
 
Türkiye’ye döndüğümde Devlet Hava Meydanları İşletmesi’nin (DHMİ) iş ilanını görünce hemen başvurdum ve büyük onur duyduğum meslek yolculuğum başladı.
 
18 yıl Yaklaşma (Approach)kontrolörü olarak çalıştım. Bu yıllarda OJTI olarak mesleğe yeni girenleri eğittim.
 
Son 2 yıldır Hava Trafik Kontrol (ATC)ve simülatör eğitmeni olarak aynı şevk ve aşkla mesleğimi yapıyorum.
 
İzzet DERKAN: Türkiye’de hava trafik kontrolörü olabilmek için gereklilikler nelerdir?
 
Gülsefa YAŞAR: Hava Trafik Kontrolörü olabilmek için Türkiye’de bu işi yürüten Devlet Hava Meydanları İşletmesi Genel Müdürlüğü’nün açmış olduğu sınavlara katılmak izlenecek birinci yoldur.

Dört yıllık bir fakülte mezunu olmanın yanı sıra Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmak, belirlenen başvuru sırasında 27 yaşını aşmamış olmak, ICAO Ek 1 sınıf 3 hükümlerine uygun, geçerli bir sağlık raporuna sahip olmak, sicil ile ilgili maddeyi karşılamak, KPSS sınavından en az 70 puan almak, Türkçe ve İngilizce dillerinde yanlış anlamalara ve aksamalara yol açabilecek aksan, lehçe, pelteklik, kekemelik, aşırı heyecanlı olmamak ve KPDS puanı 70 ve üzerinde olmak şartlarını taşımak başvuruda istenen temel özelliklerdir.

Başvuru şartlarına haiz olan adaylar, özel olarak geliştirilen bilgisayar destekli seçme sınavı veya genel yetenek, muhakeme, zeka, hafıza ve çabuk karar verme, üç boyutlu düşünme ,stresle baş edebilme gibi özellikleri ölçmeye yönelik uygulamalı sınav, Türkçe ve İngilizce dillerinde açık, anlaşılır, sakin ve akıcı olmayı belirlemeye yönelik sözlü sınav süreci izleniyor.

Bu süreci geçen adaylar Stajyer Hava Trafik Kontrolörü olarak başlayıp yaklaşık 12-16 aylık zorlu bir eğitim dönemine giriyorlar. Temel ATC kursu süresince yapılan tüm sınavları başarıyla geçmek, devam edebilmenin ilk kuralıdır.

Teorik ve uygulamalı eğitimleri takip eden sınavlar engelli maratona benzetilmekle birlikte başarılı olmanın hazzı da ölçüsüzdür.

Kurs bitiminde Final sınavını başarı notuyla geçenlere Hava Trafik Kontrolörü sertifikası verilmekte ve işbaşı eğitimine alınmaktadır. Adaylar burada Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü’nün açtığı lisans sınavına ve sonrasında hizmet sağlayıcının açtığı derece sınavlarına hazırlanmaktadır.

Mesleğe giriş için ikinci yol ise,  Anadolu Üniversitesi Sivil Havacılık Yüksekokulu Hava Trafik Bölümü’nden mezun olmaktır. Ancak giriş sınavından sonraki süreçler aynıdır.

Hava Trafik Kontrolörlüğü, meslek hayatı süresince eğitimin ve sınavların hiç bitmediği zorlu bir yoldur.
En hızlı gelişen sektör olan, havacılık sektöründeki yenilik ve değişikliklere uyum, kendini geliştirme ve yeterliliğini belgeleme başlıca kurallardan bazılarıdır.
 
İzzet DERKAN: Mesleğin zorlukları nelerdir?
 
Gülsefa YAŞAR: Hava Trafik Kontrolörleri, uluslararası kurallara ve standartlara dayalı mesleklerini icra ederken, sorumluluk ve stres oranı yüksek kritik role sahiptirler.

Uçağın  motor çalıştırmasından, kalkışına, yollardaki uçuşundan tırmanacağı yüksekliğe, seyir hızından alçalmasına, gideceği meydana inişinden park edişine kadar kesintisiz olarak ve şartlar ne olursa olsun büyük bir dikkat ve özenle çalışmak zorundadır.

Bir hava trafik kontrolörü aynı anda bazen 10 bazen 25-30 uçaktan sorumludur.
Bir cerrahın tüm meslek hayatı boyunca karşılaşamayacağı kadar çok ölümcül kararlar verirler.

Kontrolör, çalışma esnasında ana karar verme mekanizmasıdır. Karmaşık bir yığın numaralar, figürler, kurallar ve prosedürlerden oluşan trafik bulmacalarını çözmede sınırsız bir yetiye ve sabra sahip olan kişidir.

Üç boyutlu görüntü üzerinde sadece izlemekle kalmaz, olası problemleri önceden görür ve çözümler geliştirir. Üstelik aynı anda birkaç problemi çözmek zorundadır, erteleyemez veya bekletemez.

Her şeyi görür, duyar ve bilir, zamana karşı yarışır. Hata yapma hakkı ve lüksü yoktur.

Gündüz ya da gece, hafta içi veya hafta sonu, yılbaşı, bayram, özel günler farketmeksizin bir işten çok bir keyfe dönüşen bir ritüelde görev alır.

Stres, ağır çalışma koşulları, ağır sorumluluklar, işin ciddiyeti ve zaman en büyük sorunlarıdır. Sıfır hata payı ile çalışmayı gerektiren meslek, olağanüstü sorumluluklar yükler.
 
İzzet DERKAN: Meslekte kadın olarak var  olmanın zorlukları nelerdir?
 
Gülsefa YAŞAR: Kontrolör olmak sadece bir meslek değil, bir yaşam tarzıdır. Toplumun kadına yüklediği sorumluluklar, roller ve görevler, kadın kontrolörlerin hem meslek hem de özel hayatlarında olağanüstü çaba göstermelerini gerektirir.

Yoğun, olaylı ve hatta  travmatik  bir trafik idaresinin ardından evine kırık dökük ve yorgun giden kadın kontrolör olarak kapıda boynuna atlayan çocuğuma sarılacak gücüm kalmamış olsa bile bir yolunu bulup, kendimi onarıp, sevgi dolu hallerimi takınmak zorundayım.

Haftanın beş gününü işte geçirdikten sonra kalan iki günü kendime ayırmak yerine “kültürel kodlamalarla” kadına verilen görevleri yapmakla sorumluyum. Kamusal alanla özel alan arasına sıkışan kadın, zamanla yarışan robotik cins olarak yaşamaya zorlanmaktadır.

Frekanstaki o otoriter ve profesyonel sesin sahibi kadın, evde ütü, yemek ve diğer işlerle başka bir role bürünür. Temel kural iş ve özel hayat arasındaki bağlantıyı koparabilmektir.

Çalışan bir anne olarak kreş olmadığı için evde bakıcıya bıraktığım çocuğumla işim arasındaki o devasa çabayı dengeleyebilmek, hep özel hayatımdaki vaz geçişlere neden oldu.

Bir kadın olarak erkek meslektaşlarıma göre hep daha çok mücadele etmek ve daha çok çalışmak zorunda kaldım.

Güç ve kariyer uğruna sevecenliği, şefkati ve inceliği bir kenara bırakmadan güçlenmeye çalıştığım bu meslekten hep, çok büyük gurur ve onur duydum.
 

Demet SÜME
 
Demet SÜME, 13 yıllık  hava trafik kontrolörüdür  ve Antalya Yaklaşma Kontrol Ünitesi’de çalışmaktadır.



İzzet DERKAN: Niye bu mesleği seçtiniz?
 
Demet SÜME: 2005 yılında bu meslek çok bilinmiyordu. Açıkcası bende ne yapacağımı bilmeden, bir çalışanın, çalışma koşulları güzel tavsiyesi sonucu devlet  memurluğu sınavı ile mesleğe başladım.
 
İzzet DERKAN: Türkiye’de hava trafik kontrolörü olabilmek için gereklilikler nelerdir?
 
Demet SÜME: Mesleğe başladığım yıllarda devlet memurluğu sınavından iyi bir puan almak 4 yıllık üniversite mezunu olmak ve yabancı dil  belgesi yeterliydi ve 1-1,5 yıllık eğitim süreci başlıyordu. Bildiğim kadarıyla şuan koşullar daha farklı kurum tarafınndan çeşitli testler yapıldıktan sonra zor bir eğitim başlıyor.
 
İzzet DERKAN: Mesleğin zorlukları nelerdir?
 
Demet SÜME: Meteorolojik koşullar gibi bölgesel zorluklar diyebilirim.
 
İzzet DERKAN: Kadın olarak bu görevde var olmak nasıl bir duygudur?
 
Demet SÜME: Bu mesleğe alımlarda kadın yada erkek sayısı belirtilmemesi  yada böyle bir ayrım yapılmaması çok güzel.
Ülke geneline baktığımızda, oldukça fazla kadın çalışan  mevcut.  Bu da gurur verici tabii ki..
 
 
İzzet DERKAN: Meslekte kadın olarak var olmanın zorlukları nelerdir?
 
Demet SÜME: Nöbetli çalışmanın çeşitli avantajları var  tabii ki, 3 gündüz evde olmak gibi evine çocuğuna ailene  zaman ayırabiliyorsun ancak  bu durumun bazende dezavantajı olabiliyor. Çünkü çevrendeki  insanların çalışma zamanları çok farklı oluyor.
 
Hafta sonu ve  bayram  tatili gibi kavramlar  maalesef  bizim mesleğimizde bulunmuyor. Düzenli bir etkinliğe, tatile, organizasyona veya kursa  çalışma  koşullarından dolayı katılamıyoruz.

İzzet DERKAN