UBS: Avustralya'da Konut Fiyatları %30 Düşebilir
Yatırım Bankası UBS tarafından bu hafta yayınlanan bir araştırma raporunda, Avustralya ekonomisi ile ilgili en güçlüden en kötüye doğru giden beş farklı senaryo değerlendirildi.
UBS araştırma raporunu hazırlayan analist Jonathan Mott, ülkenin mevcut koşullarının üçüncü senaryo olan konut fiyatlarında %30 düşüş senaryosu ile uyumlu olduğunu belirtti.
2008 yılından bu yana bankaların görünümünün zorlanmadığını belirten Mott, “konut piyasasında görülen hızlı bozulma daha zor zamanların geleceğinin sinyali. Son altı ayda tecrübe edilen konut kredilerindeki sıkışma büyüyor” ifadelerini kullandı.
Sydney ve Melbourne şehirleri konut fiyatlarındaki düşüşte önde geliyor. Bu iki şehirde konut fiyatları 2017 yılı Ekim ayına göre sırası ile %7.4 ve %4.7 düşüş gösterdi.
Avustralya konut piyasasında kiralama ile ilgili uygulanan kısıtlamalara ve kredi imkanlarının azaltılmasına bağlı olarak devam eden düşüş ikinci yılına girdi. Regulatörler, emlak yatırımcıları arasında popüler olan faize dayalı mortgage kredileri gibi daha riskli olan kredileri çok sıkı önlemlerle kısıtladılar. Bu kısıtlamalar borç alabilen kişi sayısını azalttı. Regulatörler bireylerin borç alabileceği sermaye seviyesinin de düşürülmesi de dahil olmak üzere daha sıkı kredi onaylama kurallarını devreye sokuyorlar. Buna karşın Avustralya halkı, gelişmiş ekonomiler içerisinde en yüksek hane halkı borçlarının bir kısmına sahip.
Avustralya Merkez Bankası (RBA) faiz oranını Ağustos 2016 tarihinden beri rekor düşük seviye olan %1.5’te aynı tutuyor. RBA, yayınladığı para politikası kurul raporlarında ve basın açıklamalarında faizleri yükseltmek önündeki engeller olarak hane halklarının gelirlerinin düşük ve borçlarının yüksek olmasını gösteriyor. Merkez Bankası’nın takip ettiği önemli göstergelerden olan ücretlerde büyüme verisi ise beklenen yükseliş ivmesini yakalayamadı. 2016-2017 yıllarında görülen düşük seviyelerden bugüne kadar bir miktar yükselmiş olsa da, veri %2.1 oranında kaldı.
Jonathan Mott, en kötü senaryo olan kredi sıkışması ihtimalinin ise “gerçek ve yükselmekte” olduğunu vurguladı. Analistin değerlendirdiği olasılıklar arasında 27 yıldır devam eden ekonomik genişlemenin sona ermesi, merkez bankasının faizleri sıfıra çekmesi ve işsizlik oranın yükselmesi bulunuyor.