Akdeniz ve Kıbrıs’ın Orta Dogu üzerindeki öneminden bahsedebilmek için başta tarih öncesine gitmemiz gerekmektedir. Yani Kıbrıs tarihini iyi idrak etmemiz gerekmektedir.
Bilindiği gibi Kıbrıs çoğu ulusların idaresinden geçmiş olup, bu uğurda ise çok canlar verilmiştir.
Bunun kronolojik sırası ile şöyledir:
1191-1489: Lüzinyan Dönemi
1489-1571: Venedik Yönetimi
1571-1878: Osmanlı Yönetimi
1878-1914: Britanya İdaresi
1914-1922: Britanya İşkali
1922-1960: Britanya Sömürge Yönetimi
1960-1963: Kıbrıs Cumhuriyeti
1967-1974: Geçici Kıbrıs Türk Yönetimi
1974- 1975: Otonom Kıbrıs Yönetimi
13 Şubat 1975: Kıbrıs Türk Federe Devleti
15 Kasım 1983: KKTC Kuruluşu
Kıbrıs’ta emperyalizmin ayak sesleri 1878 yılında hissedildi. Orta Doğu çıkarları işte bu yıllardan itibaren hem Akdeniz hem de Kıbrıs’ta açıkca belirmiştir. 93 Harbiyle Ruslar karşında mağlup olan Osmanlı İmparatorluğu, Ruslardan kendini korumak için ve de ödün vermemek için 92.799 sterline, Birleşik Krallığın isteği üzerine, Kıbrıs Sözleşmesi ile Britanya’ya Kıbrıs’ı geçici olarak kiralanmıştır.
12 Temmuz 1878 yılında ise Kıbrıs’ın burçlarına Birleşik Kırallığın bayrakları geçici değil, deyim yerinde ise kalıcı çekilmiş oldu.
1879 yılı sonrası ise Kıbrısta Medeniyet ve Çağdaşlaşma görülmeye başlanmıştır. Bunların tümü ise I. Ve II. Dünya Savaşları ve de Süveyş Krizi ile belirmiştir.
Dünyadaki ilk resmi uçuşun Wright Kardeşler tarafından 1903 yılında yapılması sonrasında, Kraliyetin küresel Kıbrıs yatırımları menfaat esaslı hız kazanmıştır. 1914 öncesi Kıbrısta tren güzargahı askeri maksatlı başlamıştır.
1905-1951 yılları arasında Kıbrısta raylı tren sistemi düzenli faaliyet göstermeye başlamıştır. 1914-1918 I.Dünya Savaşı yıllarında Kıbrıs'ta Kraliyetin alt yapı yatırımları başlamıştır.
İlk Kıbrıs’a gelen hava taşıtı deniz uçağı idi. Aralık, 1915’te ilk deniz uçağı Mağusa Limanı’na inmişir.
Bu tarih Havacılık tarihi için bir ilk olup Kraliyetin adada artık kalıcı olacağının bir sinyaliydi.
Adadaki ilk havalimanı ise Karakol olarak bilinen şimdiki Gülseren Kampı idi. Bu havalimanı başta toprak zemin olup Kraliyetin posta uçaklarının iniş-kalkış yaptığı meydanı idi. Daha Sonra RAF yani İngiliz Hava Kuvvetlerinin kurulması neticesinde RAF istasyonları yavaş yavaş Kıbrıs’ta belirmeye başlamıştı.
Askeri maksatlı kurulmaya başlamış olan bu meydanlardan bazıları RAF Famagosta, RAF Nicosia, RAf Tymbou (Ercan), RAF Larnaca, RAF Limasol ve sonradan ise açılan RAF Akrotiri’dir. Bunların tümü askeri maksatlı savaş yıllarında kurulan hava meydanlarıdır. Bu havalimanları 1919-1956 yıllarına kadar düzensiz olarak kullanılmıştır. 1930 yıllarında ait bilgiler ‘‘English Blue Book’’ kitaplarında vardır. Bunların tümüne ise arşivden ulaşılabilir.
Peki, geçmişten bugüne ne değişti?
Cevap hiçbirşey aksine artarak devam etmiştir. Aslında İngiliz Sömürge Yönetimi Kıbrıs'ta hem medeniyetin hem de çağdaşlaşmanın önünü açmış, hem de felaketin kapılarını aralamıştır.
Neden mi?
1941-1945 yılları yani II.Dünya Savaşında Kıbrıs Almanların ağır hava bombardumanı altında kalmıştır. Kıbrıs deyim yerinde ise alev alev yanıyordu. Bir çok büyüğümüz hatırlanacağı gibi kimisi Alman Harbi’ne ve kimisi ise Süveyş Krizi’ne paralı asker olarak katılmışlardır. İşte bu nokata RAF Nicosia ve RAF Tymbou (Ercan) aktif olarak kullanılmıştır.
16 Ağustos1960 Anlaşması'nda Kıbrıs Adası;
Birleşik Krallık’ın idaresinden çıkmış ancak ‘’Kuruluş, İttifak ve Garanti Anlaşmaları ile Kraliyet Dikeleya ve Ağrotur üslerinin idaresini almıştır. Bu üsler adanın 3% ‘nü kapsamaktaydı. Bu anlaşma Türkiye, Yünanistan ve Birleşik Krallık arasında yapılmıştır. Bu güne bakıldığında RAF Ağrotur üssünden düzenli olarak Orta Doğu’ya hergün sabah 07:30, gece yarısı 01:00 sularına kadar düzenli uçuş yapılmaktadır.
Diyeceğim o dur ki;
Orta Doğu’nun çetvelle çizimi her zamanki gibi Kıbrıs Adası ve Akdeniz üzerinden olmaktadır. Suriye’de yaklaşık 475 bin ve Akdeniz'de ise yaklaşık 10 bin insan hayatını kaybetmiştir. ABD 6.Filo’nun Baf açıklarında varlığı, RAF Ağrotur’un ve Rus Admiral Kuznetzov savaş gemilerinin adanın çevresindeki varlığı, bizlere emperyalizmin gücünün Akdeniz’de ve Kıbrıs Adası üzerinde var olduğunu açıkca göstermektedir.
Tüm Orta Doğu’da yıllar boyu yaşanan bu acı tablo bizlere hem emperalizmin, hem kapitalizmin ve hem de küresel politikaların ada çevresi ve üzerinde var olduğunu göstermektedir. Şu an ada ve ada çevresi doğal gaz aramaları sebebiyle de cadı kazanıdır.
Orta Doğu’da geçmişten bu güne ne değişti? Tüm anlatılanlandan da anlaşılacağı gibi tabiki HİÇBİRŞEY.......
Kanynaklar:
Colonial British Blue Book (Arşiv,1930),
Derkan,i, (2015), History of Cyprus Turkish Aviation & Realities Book
Havacılık Özel Gündem : İzzet Derkan
AKDENİZ VE KIBRIS'IN ORTA DOĞU ÜZERİNDEKİ ÖNEMİ
Akdeniz ve Kıbrıs’ın Orta Doğu üzerindeki öneminden bahsedebilmek için başta tarih öncesine gitmemiz gerekmektedir. Yani Kıbrıs tarihini iyi idrak etmemiz gerekmektedir.
02 Kasım 2018 - 23:29
YORUMLAR