Bugünlerde dünyada adından en çok bahsedilen havalimanı, Afganistan’ın başkenti Kabil’de bulunan ve eski adıyla Kabil (Kabul) Uluslararası Havalimanı’dır.
IATA kodu KBL, ICAO kodu da OAKB olan ve 1960’lı yıllarda Sovyet mühendislerce yapımına başlanan ve 1970 yılında hizmete açılmış olan bu havalimanın diğer bir adı da Khwaja Rawash diye geçer.
3 bin 500 metrelik bir piste sahip olan bu tesis, 1979-1989 yılları arasında Sovyet ordusunun denetiminde kaldı. Sovyet işgalinin sona ermesinden sonra ise 2001 yılında ABD işgalinde pistleri bombalanan havalimanı, sivil ticari uçuşların yanı sıra ISAF (International Security Assistance Force) Uluslararası Güvenlik Destek Gücü adı verilen ve Afganistan Savaşı sonrasında, NATO önderliğinde Afganistan'da kurulan, amacı güvenliği sağlamak ve insanî yardımları düzenlemek olan kuruluşun da merkezi olma özelliğiyle başta Amerika olmak üzere bütün NATO ülkeleri tarafından yıllarca kullanıldı.
Afganistan’ın önceki Devlet Başkanı Hamid Karzai’nin adını alan ve şehir merkezine üç kilometre uzaklıkta olup, denizden bin 789 metre (5 bin 877 feet) yüksekteki bu havalimanı 2002 yılında Birleşmiş Milletler’in (BM) aldığı kararla sivil ticari uçuşlara tekrar açıldı.
Hamid Karzai Havalimanı’nın askeri bölümünün güvenliğini ABD ordusu ve ISAF sağlarken, Afgan Milli Polisi ve Afgan Milli Ordusu da havalimanın çevre güvenliğini sağlamakla görevliydi. Aralarında 625 kişilik Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) mensubunun da bulunduğu değişik NATO ülkelerinin askerleri de burada güvenlik için görev yapıyordu.
Afganistan’ın bayrak taşıyıcı (Flag carrier) şirketi olan Ariana Afghan Airlines ve özel şirket Kam Air’in de base’i (üssü) olan Kabil Havalimanı’ından Pakistan, Hindistan, İran, Çin, Türkiye, Rusya, Özbekistan, Tacikistan ve Körfez ülkelerine tarifeli uçuşlar yapılabiliyordu.
Havalimanı ticari uçuşlara açıldıktan sonra aralarında THY’nin de olduğu birçok havayolu şirketi buraya sefer yapmaktaydı. Fakat, bu uçuşlar güvenlik gerekçesiyle çoğunlukla Dubai base yapılarak gerçekleştiriliyordu.
Türk şirketi Saga Airlines ise iki uçağını Afgan milli havayoluna kiralayarak onların adına iç ve dış hat seferleri yapan ilk ve tek Türk şirketi oldu. Hatta, şirketin A310 tipi bir uçağı uzun menzilli uçuşlarda aynı zamanda Karzai’nın VIP makam uçağı görevini de üstleniyordu.
Afgan Hükümeti, 2006’da Kabil Havalimanını yeniden inşa etmek için Japonlarla anlaşıp, 35 milyon dolara mal olan bir yolcu terminali yaparak 2009’da törenle hizmete açtılar.
Havalimanı çevresinde:
Amerikan Silahlı Kuvvetleri ve NATO, Uluslararası Güvenlik Yardım Gücü (ISAF) ve daha sonra Kararlı Destek Gücü tarafından askeri üsler inşa edildi ve Afgan Hava Kuvvetleri de burayı üs olarak kullandı. Havalimanının her an Taliban örgütünün saldırısına uğrayabileceği korkusuyla durdurulan sivil uçuşlar yerini askeri uçuşlara ve faaliyetlere bıraktığı için, sivil uçuşlara açık tesis ve binalar kullanılmaz oldu.
Taliban’ın;
Ağustos ayında Kabil’i de işgal etmesinden sonra, sadece tahliye uçuşlarının gerçekleştiği havalimanında büyük bir kaos yaşandı. Binlerce insan ülkeyi terk etmek için havalimanına akın etti ve dramatik görüntüler kaydedildi. NATO üyesi ülkeler askerlerini ve sivil vatandaşlarını hızla geri çekerken ABD askerleri de son gün olan 31 Ağustos’ta geride çok önemli askeri ekipman, araç ve uçak bırakarak Kabil’den ayrıldılar.
Devletin adını Afgan İslam Emirliği olarak değiştiren Taliban, adını henüz değiştirmedikleri Kabil Hamid Karzai Havalimanı’nında denetimi ele geçirdi.
Ancak;
Havalimanı terminali, hava trafik kontrol üniteleri, radarlar ve pistler, tahliyeler ve çatışmalar sırasında çok zarar gördü. Bu nedenle havalimanının yeniden faaliyete geçebilmesi için bu konularda bilgi ve deneyim sahibi şirket ve elemanlara ihtiyaç duyulacağı açık.
Henüz bu konuda bir gelişme olmadığı için, Afganistan’ın dünyayla bağlantısı açısından hayati öneme sahip olan Kabil Havalimanı’nın uçuşlara nasıl ve ne zaman açılacağı hala belli değil.
Sonuç olarak;
Daha düne kadar koruma ve güvenlik konularına talip olduğumuz Kabil Havalimanı’nın şimdilerde Katar ile işletme hakkını almak için uğraşıyoruz.
Çok büyük bir yolcu ve kargo potansiyeli olmayan, faaliyete geçmesi için milyon dolarlar harcanması gereken bu meydan şu anda jeo stratejik ve de askeri öneme sahip.
Bu nedenle işletmeci olarak bile orada olmamız gerekir diyen devlet aklı haklı mıdır, değil midir bunu da orada yer alabilirsek yaşayıp göreceğiz.
Bu havalimanını devlet eliyle işletmek istersek, geçmişte bu işe soyunan ve bir de şirket kuran DHMİ geliyor aklımıza.
Eğer, özel sektör dersek bu konuda haklı üne sahip, yurt dışında birçok meydan işleten birçok şirketimiz var.
Şayet DHMİ olmaz ise;
Bu kadar heves, bu kadar gayret hangi özel sektör şirketi için gösteriliyor merak edip sabırla bekliyoruz. Ticari açıdan rantabl olmayan bu havalimanını işletme hevesi umarım bizi hayal-i sukuta uğratmaz.
Aklıma TAV şirketinin Tahran Havalimanı işletme sevdasının nasıl kötü bir sonuçla bittiği geliyor. Orada mollalarla, Kabil’de de Taliban ile anlaşmak zor bir iştir..
İyi uçuşlar Türkiye’m…
TÜRK HARB-İŞ SENDİKASI ESKİŞEHİR ŞUBESİ: Eldeki bütün yangın uçaklarını uçurabiliriz
Kısa adı Türk Harb-İş olan Türkiye Harb Sanayi ve Yardımcı İşkolları İşçileri Sendikası Eskişehir Şubesi, halen kullanılamayan bütün yangın uçaklarını uçurabileceklerini açıkladı.
Sendika yaptığı açıklamada şöyle dedi:
“Bizler yıllardır Türk Hava Kuvvetleri envanterinde bulunan dünyanın en önemli uçaklarının motorlarına müdahale eden, F-4’leri, F-16’ları tamir eden Askeri Fabrikalar Genel Müdürlüğü’ne bağlı tesislerde çalışan Eskişehir Türk Harb-İş üyeleri olarak; her türlü yangın uçaklarının bakım, onarım ve idamesini yapabileceğimizi, Türkiye’ye hizmet verecek yangın uçağı filosunu oluşturabileceğimizi duyurmak istiyoruz.
Yangın söndürme uçakları, bakımları yapıldığı sürece yaşına bakılmadan kullanılabilir.
Uçaklarda ömür kavramı parça bazında olup, kritik parçaların kontrol/değişim işlemleri yapıldığı sürece emniyetli bir şekilde uçurulabilir.
1.Hava Bakım Fabrika Müdürlüğü’nde F-4, F-16, T-38, NF-5, KT-1T uçaklarının gövde/motor bakım, onarım, parça değişim işlemler ile modernizasyon faaliyetleri yapılmaktadır.
Envanterimizde bulunan;
T-38 uçaklarının yaşı 59’dan (1962 model) , F-4 uçaklarının yaşı 48’den (1973 model), F-16 uçaklarının yaşı 35 den (1986 model) başlamaktadır.
Tüm Jet ve pervanenin, motorların bakım onarımı, Casa tipi uçaklar ve Couger Helikopterlerin motor bakımları tesislerimizde yapılmaktadır.
Halen bu uçaklar bakımları yapılarak uçurulmakta ve daha uzun yıllar da uçurulacaklardır.
Yaşlarına bakıp antika denilecek olan bu uçaklar uygulanan doğru bakımlarla ilk günkü performanslarıyla kullanılabilmektedir. Fabrikamızda FASBAT (Fabrika Bakım Seviyesi Bakım ve Tadilat) faaliyetleriyle bu başarı sağlanabilmektedir.
Jet uçaklarında gösterilen bu başarı yangın söndürme uçaklarında da çok rahat gösterilebilir.
Yıllardır ülkemizin tamamının uçuş hattına destek sağlayan teknikeri, teknisyeni mühendisi ile 1. Hava Bakım Fabrika Müdürlüğü (Hava İkmal) işçileri olarak Eskişehir’in sorumluluğun altında gerekli ortam ve şartlar sağlandığı takdirde rahatlıkla kalkabileceğimizi kamuoyuna saygı ile duyururuz.”
YORUMLAR