Bazen rehber olarak bazen de işlerim nedeni ile arada bir Güney Afrika’ya seyahat ederim.
Ancak bu kez Oğlum’la tatil nedeni ile “turist” olarak geldim.
İşte Turist olarak Güney Afrika izlenimlerim;
Ülkede bulunan farklı etnik gruplar büyük kültür zenginlikleri katıyor. Ama ne yazık ki Apartheid yani ırk ayırımcılığı döneminin bitmesine rağmen yerli halkın hala eşit olmadığını görüyorsunuz. Beyazlar bu yeni dönemde başta Amerika, Avustralya ve Hollanda’ya göçmüşler.
Ancak;
Geride kalanlar, hala kendi korumalı mahallelerinde, etrafı elektrikli çitlerle çevrili evlerinde, kendilerine yonttukları uyduruk üyelik sistemleri sayesinde siyahların alınmadığı kulüplerinde, derneklerinde, özel okullarında yaşamlarını ve sosyal hayatlarını sürdürüyorlar. Siyahlar, aynı iş yerinde beyazlara göre dörtte bir maaşla çalışırken, beyazların sosyal alanlarına girmekte zorlanıyorlar.
Sokaklar ise;
Siyahların. Bu kez, beyazları istisna semtler hariç sokakta yürürken görmeniz zor. Hele geceleri daha da zor. Johannesburg en büyük ama tehlikeli şehirlerinden biri.
Örneğin;
Kaldığım otelin yanı restoran. Resepsiyondaki görevlinin tavsiyesi şu, “Hava kararmadan gidin, hava kararmadan dönün.” Bu arada, restoranın otele mesafesi sadece 50 metre.
Turist olarak gördüklerim;
Önce Capetown’a indik. Masa Dağı manzaralı otelimiz WaterFront‘a bitişik. WaterFront, tüm eğlence, yeme içme ve alışveriş merkezinin olduğu bir kompleks. Burada tüm Afrika için acentamız Funda Sarıalan ve efsane Güney Afrika rehberi Gencer Yalçın ile seneler sonra yüz yüze görüşebildik.
CapeTown’da;
Ümit Burnu ve Penguenleri görmek için 1 gün ve muhteşem Güney Afrika Şarap Tadım Turu için yine tam gün ayrılmalı. Bir kaç saatinizi ayırabilirseniz de, Masa Dağı’na teleferikle çıkıp muhteşem CapeTown manzarasını izleyebilirsiniz.
Johannesburg’da;
- Yavru Aslanlar ile oynamak isterseniz, Aslan Parkı’na ve
- Yerli Kabilelerin yaşam tarzlarını görmek isterseniz de Lesedi Kültür Parkı‘na gitmelisiniz.
Johannesburg’dan;
Başkent Pretoria sadece 1 saatlik mesafede. Ayrıca buralara kadar gelmişken, aynı mahalle hatta aynı sokaktan 2 Nobel ödülü çıkartan (Nelson Mandela ve Rahip Desmond Tutu), Devrim’in ateşlendiği yer SOWETO gezisi yapmadan dönmemeli. (SOWETO*; South West Township’in kısaltılmışı. Yani şehrin Güneybatı’sının gettosu burası.)
SunCity ise;
Tamamen yapay 4 adet oteli barındıran bir kumarhane şehri. Bundan 25 sene önce ilk geldiğimde yapay göldeki yapay dalgaları görünce şaşırmıştım.
Ne görebilirsiniz burada?
Hiç. Sadece kumar oynarsınız bir de bildiğimiz hayvanat bahçesinde üstü açık Jeep’le gezerek yapay safari yapabilirsiniz.
Ne alınır?
Ağaçtan yapılmış her türlü hediyelik eşya. Fildişi biblolar. Güzel resimlenmiş Deve Kuşu Yumurtaları. Üstelik bu yumurtalar doğal sivrisinek savarJ
Ne yenir?
Elbette öncelik deniz ürünlerinde. Başta Antilop olmak üzere bir çok av hayvanının etini restoranlarda bulmanız mümkün. Şarapları ise muhteşem.
Şarapçılık;
Yüzyıllar önce “C” vitamini eksikliğini gidermek için başlamış. Zaman içerisinde bu kültür, damak tatlarını en üst seviyeye çıkartmış.
Güney Afrika’ya gitmek için bir iki ufak uyarı yapalım;
Öncelikle 18 yaşından küçük çocuklarınızla seyahat edecekseniz çocuğunuzun Doğum Belgesi ve nüfus idaresinden aldığınız kütüğünüzü noterde Apostil’li olarak İngilizce tasdik ettirmeniz gerekiyor. Evlilik cüzdanınızı da yanınıza almanızda fayda var. Ben Oğlum’la gittim.
Baktılar mı bunlara?
Hayır. Ama olsun. Tedbiri alalım.
Gerçi Biz;
Güney Afrika tatilini uzatıp Botswana, Zambia ve Zimbabve’ye de gittik ama siz bir gezginseniz Hepatit B, A, Sarı Humma aşılarınızın tam olduğuna dikkat etmelisiniz. Hepatit A’yı hemen hepimiz olmuşuzdur ancak Hepatit B için 6 aya ihtiyacınız var. 3 kez yapılıyor bu aşı. Birincisini olduktan bir ay sonra ikincisini ve 6 ay sonra da üçüncüsünü olacaksınız.
Kuzeye doğru gidecekseniz de;
Sıtma hapınızı almayı unutmayın. Turunuzdan 2 gün önce başlayıp 10 gün boyunca bu hapları içiyorsunuz. İstanbul’daysanız bunların hepsini ücretsiz olarak Karaköy Vapur İskelesi’nin karşısında bulunan Seyahat Sağlığı Merkezi‘nden temin etmeniz mümkün.
Gelelim detaylara;
3,5 milyon yıl öncesine dayandırılan kalıntılar bulunan bu ülkede halen 20’nin üzerinde kendi yerel dilleri ve kültürleri olan kabileler yaşamaktadır. Ama kayıtlı tarih Hollandalı Jan Van Riebeeck‘in Ümit Burnu’nda bu yolu kullanan gemi ve personellerinin mola verebilecekleri bir yaşam alanı kurması ile başlamış. Buraya yerleşen Hollandalılar, bölgeye Endonezya, Madagaskar ve Hindistan’dan köleler getirmiş ve bölgede hakimiyeti tamamen eline geçirmiş.
1797 yılında;
Bölgede Hollanda hakimiyetinin azalması ile birlikte Büyük Britanya‘ya ait donanmalar Ümit Burnu civarındaki bölgeleri işgal etmeye başlamış. Bölgede 1867’de elmasın, 1886 yılında da altının bulunması ile Avrupa kıtasından büyük bir göç dalgası başlamış. Bu göç dalgası nedeniyle burada yaşayan yerlilerin ayrımcılığa uğramasına ve sömürü altında yaşamasına sebebiyet vermiş.
Apartheid dönemi:
- Dünya Savaşı’nın sona ermesiyle birlikte ülkede azınlıkta olan beyazlar, hakimiyetlerini Nasionale Parti önderliğinde genişletip, Apartheid politikalarını otoriter bir şekilde uygulamaya koymuşlar, ülkede sistematik olarak iki sınıflı, siyahların haklarını kısıtlayan bir toplum yapısı oluşturulmuşlar.
- Buna karşın 1976 yılında gerçekleşen SOWETO ayaklanmasında 176 siyahi öğrenci öldürülmüştür.
- Bu ayırımcı politikalar nedeniyle 1980’li yıllardan itibaren bu ülkeye karşı uluslararası yaptırımlar uygulanmıştır.
- Bu baskılar sonucu Parlamento, Nelson Mandela gibi 27 yıldır cezaevinde bulunan direnişçi önderlerini serbest bırakmak zorunda kalmışlardır.
- 27 Nisan 1994 tarihinde yapılan seçimler neticesinde %62 ile Nelson Mandela oyların büyük çoğunluğunu elde etmiş ve Mandela, Güney Afrika Cumhuriyeti’nin ilk siyahi başkanı olarak Devlet Başkanı makamına seçilmiştir.
- Mandela, Apartheid politikalarının sona erdirilmesi konusunda attığı adımlar nedeniyle Nobel Barış Ödülü’ne layık görülmüştür.
- Günümüz itibarıyla Güney Afrika Cumhuriyeti anayasa ile yönetilen bir cumhuriyettir.
Başta Afrikanca ve İngilizce olmak üzere 11 resmi dile sahip.
Zulular, Xhosalar, Basotholar, Vendalar, Batsvanalar, Tsongalar, Svaziler ve Ndebeleler başta olmak üzere farklı etnik gruplar ülkeye büyük kültür zenginlikleri katıyor.
1.219.912 km2 yüzölçümü bulunan ülkenin nüfusu 53 milyondur. Kişi başına düşen milli geliri ise 6.000 Dolar’dır. Para birimi Rand (ZAR). 1 Dolar=14 Rand.
Başkentleri;
- Pretoria (yürütme)
- Bloemfontein (yargı)
- Cape Town (yasama)
En büyük şehri ise Johannesburg’tur.
Güney Afrika, Türkiye’den 9,5 saat uçuş mesafesindedir.
Sevgilerimle,
Cem POLATOĞLU
Tur Opearatörleri Platformu Sözcüsü
(andiamo.com.tr)
YORUMLAR