Neredeyse yarı ömrüm rehberlikle geçti.
Zordur rehberlik:
Su gibi yabancı dil/diller ister. Eğitim ister. Bilgi, görgü ister.
Rehbersen;
Siyaseti bileceksin, sporu, mutfağı, faunayı, florayı, arkeolojiyi, sanat tarihini, ikonografiyi, mitolojiyi, dinler tarihini, coğrafyayı, edebiyatı, genel/dünya ve Anadolu medeniyetleri tarihini hatta güvenlik ve ilk yardımı bileceksin. Bir senelik eğitimin sonunda tüm bu konulardan sözlü ve yazılı sınav olup, 100 üzerinden en az 75 puan alacaksın. 2 ay tüm Türkiye’yi karış karış dolaşıp, bir de bitirme tezi hazırlayacaksın.
Hepsini başarırsan Rehberlik Kokartı alma hakkın olacak.
Sonra da;
Dünyanın bin bir tarafından gelen bin bir kültür düzeyindeki insanlara kendi dillerinde rehberlik, liderlik yapacaksın. Gerekirse Profesörüne, Sanat Tarihçisine, Siyasetçisine kendi bildiklerinden daha farklısını, daha fazlasını anlatacaksın. Müşterilerin yanı sıra şoförüne, otelciye, garsona sözünü dinleteceksin.
İşte bu evrende;
En üst seviyede, her yönden bezenmiş kültür, zeka ve bilgideki adamda elbette EGO tavan yapar. Çünkü, her şeyi en iyi O bilir, O yapar, görür, konuşur. Hep haklıdır.
Bu nedenle;
Sosyal hayatta biraz yalnızdırlar. En iyi anlaşabildikleri, egolarını bir yana bırakabildikleri ortam, yine Rehber arkadaşlarının yanıdır.
Rehber eşleri;
Zordur işleri Rehber eşlerinin. Hele bu günlerde daha da zor. Turizmin güzel olduğu günlerde birbirini haftada, ayda bir gün görmeye hasret kalan aile, Pandemi döneminde 9 aydır hiç olmadığı kadar dip dibe, burun buruna.
Kahvehane kültürü de olmayan Rehber arkadaşlarımız evlere kapandılar.
Eşlerin, bilgisi, kültürü ve karizması ile aşık oldukları adam, bu süreçte değişmiş, evde, mutfakta, temizlikte, alışverişte, çocuk idaresinde işlerine karışmaya başlamış, kendilerine neredeyse söz hakkı bırakmamıştır.
Bence;
Rehber Odaları’nın bu süreçte, arkadaşlarımızın mesleki eğitimlerini arttırıcı kursların yanı sıra, profesyonel kuruluşlardan Psikoloji eğitimi de vermeleri gerekmektedir.
Aksi takdirde;
Bu süreçte kulağımıza gelen çatırdama sesleri yerini kırılmalara bırakacaktır.
Sevgilerimle,
Cem POLATOĞLU
YORUMLAR